Fosiller Değişmemiştir

Evrimciler, fosillerin günümüzdeki hallerinden farklı türde canlılar olduğuna inanıyorlar.

Fosillerin, günümüzdeki canlılarla tamamen aynı olduğunu ispat etmek canlıların hep aynı kaldığını, arının hep arı, sineğin hep sinek olduğunu gösteriyor.

Ama evrimciler, fosillerin aynı kalmalarını evrimin temeli olan doğal seçilime delil olduğunu söylüyorlar.

Evrim veya yaratılış tek başına bir anlam ifade etmiyor. Doğadaki olayları evrimciler evrime, yaratılışçılar yaratılışa rahatça uydurabilirler.

Bilinen en eski, 1379 yıllık Kuran bulundu. Gerçek bir belgeye dayanmaksızın, herkes, tahminlere göre safsata yaparak “Bu benim uydurduğum yaratılış şekline uyuyor.” diyebilir.

30:30 Allah’ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur.

Yani değişmeyen fosiller herhangi bir yaratılışa değil, 1379 yıllık Kuran’da anlatılan yaratılışa delil olacaktır. İnşallah. Bismillah.

Milyonlarca amber, taşıl ve kafatası fosilleri vardır.

Yaban Arısı (100 milyon yıllık) amber içerisinde

Yusufçuk (92 milyon yıllık) taşılı

Denizyıldızı (450 milyon yıllık) taşılı

Mantar Sivrisineği (50 milyon yıllık) amber içerisinde

Eğrelti otu (290 milyon yıllık) taşılı

Pelikan (30 milyon yıllık) Kafatası fosili, tamamen aynı Kaynak: 1

Peki neden “Bunlar farklı tür” diyorlar?

Örneğin 2 tane mantar sivrisineğine farklı diyorlar. Kaynak: 1

50 milyon yıllık iki tane “Mantar Sivrisineği” fosili

1.Mantar sivrisineği
2.Mantar sivrisineği

Her türe ara tür diyen evrimciler, bu iki mantar sivrisineğini farklı tür olduğunu söylemelerinin sebebi kanatlarındaki damarların farklı olması. Kaynak: 1

1.Mantar sivrisineği
2.Mantar sivrisineği

İkisi aynı dönemde olan iki “mantar sivrisineğini” bile farklı tür olduğunu söylüyorlar. Kaynak: 1

Diğer mantar sivrisineklerinin kanatlarındaki damarların da farklı farklı olduğu görülüyor.

İşte bu gibi nedenlerden dolayı fosillerdeki canlılarla günümüzdeki canlıların farklı türler olduğunu söylüyorlar. Hatta aynı dönemlerde yaşayan aynı canlıları bile gördüğünüz gibi damar farklılığı gibi farklar yüzünden farklı türler demekteler.

Sivrisineklerinin kanatlarındaki damar farklılıkları onları farklı türler yapmaz.

Kelebeklerin kanatlarının farklı farklı olması onları farklı türler yapmaz.

İnsanların parmak uçlarının farklı farklı olması her insanı farklı tür yapmaz.

İnsanların yüz ölçülerinin farklı farklı olması onları farklı türler yapmaz.

Gözüyle gördüğüne, “Bunlar farklı.” diyenlere; DNA kalıntıları, açık belge olarak canlıların değişmediğini kanıtlamış oldu.

Tür içerisinde canlılar tamamen aynı olsaydı?

Türler içerisindeki her canlının farklılıklarının olması “Her an yaratma halindeki Tanrı’nın” kanıtıdır.

Tür içerisinde canlılar tamamen aynı yaratılmış olsaydı, “Her An Yaratma Halinde Yüce Tanrı diye bir şey yok, biz kendi halimizde canlılarız.” diyerek Yüce Tanrı’yı inkar ederlerdi.

55:29 O, her an yeni bir yaratma halindedir.

Sineklerin kanatlarındaki damarların farklı farklı olması, insanların parmak uçlarının farklı farklı olması her an yeni bir yaratma olduğunun ispatıdır.

Fosillerin Değişmediği DNA Kalıntılarıyla Kesinleşiyor

Bulunan küçücük kemik, diş parçalarından hayali modellemeler yaparlarken, bulunan insan DNA kalıntıları bu senaryoları geçersiz kıldı.

(Neandertal insanı dedikleri bu sahte çizimlerdeki hayali insanın 250 bin ila 40 bin yıl önce yaşamış insan türü olduğunu söylüyorlardı. Ta ki DNA kalıntıları bulunana kadar.)

YIL 2010

Sibirya’da 40 bin yıllık insan DNA kalıntısı bulundu. Günümüzdeki insan DNA ile aynı olduğu anlaşıldı. Kaynak: 1

YIL 2013

İspanya’da 400 bin yıllık insan DNA kalıntısı bulundu. Bu insan DNA’sı binlerce kilometre uzaktaki Sibirya’da bulunan 40 bin yıllık insan DNA’sı ile aynı olduğu anlaşıldı. Kaynak: 12345

YIL 2021

Çekya Zlatý kůň’da 45 bin yıllık insan kafatası ve DNA kalıntısı bulundu. Günümüzdeki insan DNA ile aynı olduğu anlaşıldı. Kaynak: 1

YIL 2022

Fransa Grotte Mandrin’de bulunan modern bir insan dişinin yaklaşık 54.000 yaşında olduğu tespit edildi. Avrupa’da 54 bin yıl önce günümüzdeki gibi normal insanlar yaşıyorlardı. Kaynak: 1

YIL 2023

25 bin yıllık eski bir kolye ve insan DNA kalıntısı bulundu. Sibirya’da bulunan 40 bin yıllık insan DNA’sı ile aynı olduğu anlaşıldı. Kaynak: 1

DNA kalıntıları, küçücük kemik parçalarından sahte insan modellemeleri yapıldığını kanıtlamıştır. İnsanın hep aynı şekilde insan olduğu DNA kalıntıları ile kanıtlanmış oldu.

“Fosildeki canlı ile günümüzdeki canlı aynı mı?” sorusuna, samimi insanlar iki canlının aynı olduğunu söylerler.

Evrimciler ise “Kanatlarındaki damarlarda küçücük farklılık bulduk. Bunlar farklı türdür.” derler.

2:13 Ve onlara: “İnsanların inandığı gibi siz de inanın” denildiğinde: “Akılsızların inandığı gibi mi inanalım?” derler. Bilin ki, gerçekten asıl kendileri akılsızdırlar, ama bilmezler.

Evrimci Bilim Adamları = Büyücü Bilginler

Kuran’da “büyücü” kelimesi, yalanı gerçek gibi sunabilen kişiler için kullanılıyor. Günümüz büyücüleri ifşa oluyor.

10:79 Firavun: “Bana bütün bilgin büyücüleri getirin” dedi.
10:80 Büyücüler geldiğinde Musa: “Atacağınız şeyleri atın” dedi.
10:81 Attıklarında Musa onlara dedi ki: “Sizin bu yaptığınız şey sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Allah bozguncuların işlerini düzeltmez.”
10:82 Suçluların zoruna gitse de Allah, sözleriyle gerçeğin gerçek olduğunu ortaya çıkarır.

1.Büyü Örneği

Örneğin, 30 milyon yıllık pelikan kafatası fosili bulunuyor. Kaynak: 1

Kafatası fosili, tamamen aynı Kaynak: 1
Günümüzdeki hali

Bu bilimsel araştırmasını paylaşan bilgin büyücü bunu büyü yaparak veriyor:

“Bilinen en eski pelikan, gaga morfolojisinde 30 milyon yıllık evrimsel durağanlığı ortaya koyuyor. Bu fosil, böyle gelişmiş bir kuş beslenme düzeninin morfolojisinde yaklaşık 30 milyon yıl boyunca dikkate değer bir evrimsel durağanlık olduğunu ortaya koymaktadır.” Kaynak: 1

Bakın, 30 milyon yıllık pelikan kafatası bulunuyor. Tamamen günümüzdeki pelikanla aynı ama bunu büyü yaparak açıklıyor.

Gerçek: 30 milyon yıllık pelikan kafatası bulundu. Hiçbir değişiklik yok.

Büyü: 30 milyon yıllık pelikan kafatası bulundu. Evrimsel durağanlık olduğu ortaya çıktı.

2.Büyü Örneği

100 bin yılı kapsayan 72 kurt DNA kalıntısı bulundu. Hepsi de günümüzdeki kurt DNA’sı ile aynı olduğu anlaşıldı. Kaynak: 1

Bu bilimsel araştırmayı yapan bilim adamı bunu büyü yaparak veriyor:

“Genlerinin sabit kalmış olması doğal seçilimi tespit etmemizi sağladı. Kurt popülasyonlarının Geç Pleistosen boyunca oldukça bağlantılı olduğunu ve farklılaşma seviyelerinin bugüne göre çok daha düşük olduğunu bulduk.” Kaynak: 1

Gerçek: 100 bin yıllık 72 kurt DNA’sının günümüzdeki kurt DNA’sı ile aynı olduğu görüldü.

Büyü: 100 bin yıllık 72 kurt DNA’sının aynı kalmış olması doğal seçilimi kanıtladı. Antik çağlara, evrimin temeli olan doğal seçilime kanıtlar bulmuş olduk.

Örneğin, milyonlarca yıllık modern insan DNA’sı bulunsa evrimciler “Demek ki modern insan tarihi 1 milyon öncesine dayanıyormuş. Biz zaten türlerin kökenini araştırıyoruz. Bir gerçek peşinde değiliz ve Yüce Tanrı’yı inkar ediyoruz.” diyecekler.

Oysa doğru işleyiş şöyle olmalı: Musa’nın asası gibi gözle görülür bir gerçek sonrası yaratılış ve Tanrı’nın nasıl olduğu tanıtılır.

22:3 İnsanlardan öylesi de var ki, hiçbir gerçek bilgiye dayanmaksızın Tanrı hakkında tartışır durur ve her azgın şeytanın (şeytani güç ve fikirlerin) peşine düşer.

Tanrı var mı? Tanrı, evreni nasıl yarattı? Hangi yaratma metodunu kullandı? Tanrı sürekli dünyayla ilgilenir mi?… gibi sorular düşünülerek, tartışılarak cevaplanamaz.

Musa’nın asası, İsa’nın çamurdan kuşu gibi bir gerçek gelir. Sonra gerekli bilgiler verilir.

7:107 Değneğini atınca apaçık bir yılan oluverdi. (MUSA)
3:49 Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah’ın izniyle kuş oluverir. (İSA)

Musa, Yüce Tanrı’yı tanıtmaya başlıyor:

20:49 Firavun, “Ey Musa! Sizin Rabbiniz de kimmiş!” dedi.
20:50 “Rabbimiz, her şeyi yaratan, sonra da onu yaratılış gayesine uygun yola koyan, Yüce Yaratandır.”

Şimdi iyi düşünün;

  1. Tek bir canlı hücre yaratamazlarken
  2. DNA kalıntılarında canlıların değişmediği kayıtlıyken
  3. Fosil kalıntılarında canlılarda bir değişme görülmezken

Bunlar büyü değil gayet açık gerçekler değil mi?

Yalancılar, Musa’nın asası için büyü diyorlar:

27:13 “Ayetlerimiz apaçık olarak onlara geldiğinde: “Bunlar, besbelli bir büyüdür” dediler.”
Hristiyanlar, İncil ile gerçek yaratılışa davet ediyorlar ama Kuran ile yapılan böyle bir davet değildir.

1379 yıllık Kuran’ın gerçekliği büyü, safsata, uydurma değildir. Hiçbir samimi vicdanın Kuran’ın sadece bu mucizeleriyle bile inkar etmesi olacak şey değildir.

Firavun’un önceki çağlara, evrime inandığını görülüyor.

20:51 Firavun: “İlk çağların hali ne olacak?” dedi.

Modern bilimle evrimi bağdaştırıyorlar. Oysa evrim, tüm zamanlarda şeytanın kullandığı Tanrı’nın yaratılışı yerine koymaya çalıştığı bir yaratılış şeklidir.

Babil Yaratılış Destanı: “Henüz yukarının adı gökyüzü değil iken, aşağıya yeryüzü denmez iken, Apsu vardı. Tanrıların ileri gelenlerinin babasıydı o. Ve onların hepsini doğuran Tanrıça Tiamat su vardı.” Enuma Eliş

Sümer: “Sensin Tanrısal Nehir her şeyin yaratıcısı! Adı Nammu.” Bottero-Kramer, Mezopotamya Mitolojisi

Mısır: “O zaman Nu denilen engin su kütlesinden başka hiçbir şey yoktu, fakat bu su daha sonradan var olacak her şeyin tohumlarını içinde barındırıyordu.” E.A. Wallis Budge, Antik Mısır Edebiyatı

Yakut Türkleri: “Evvelce ancak su vardı; yer, gök, ay ve güneş yoktu.” İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Prof.Dr.Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Ali Duymaz

Şeytan, Allah’ın yaratış metodunu değiştireceğini söylüyor:

4:119 “Onlara emredeceğim, Allah’ın yaratışını değiştirecekler.”

Sonuç

Fosillerin zaten değişmediği açıkça görülmesine rağmen bunu kabul etmeyenlere, DNA kalıntıları ikinci kez gerçekleri açıkça gösterdi.

Fosillerle gözlerine, DNA kalıntılarıyla vicdanlarına gerçek sunulmuş oldu.

7:179 Kalpleri vardır bununla anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler.

56:62 “İlk yaratma olayını öğrendiğinize göre artık herhalde sağlıklı düşünebilirsiniz.”